- sıvanmış
- σοβαντισμένος
Türkçe-Yunanca Sözlük. 2010.
Türkçe-Yunanca Sözlük. 2010.
sıvalı — 1. sf. 1) Sıva vurulmuş, sıva sürülmüş Sıvalı duvar. 2) Sıvar gibi bulaşmış, sıvanmış 2. sf. Sıvanmış, kıvrılmış (giysi kolu) Dirseklere kadar kolları sıvalı idi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
çemrek — sf., ği, hlk. Kolları ve bacakları sıvanmış (kimse) Tepeden tırnağa çamura, toza batmış, dize kadar çemrek kalabalığı görenler, bunda bir iş, mühim bir iş olduğunu anlamakta gecikmediler. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
harç — is., cı, Ar. ḫarc 1) Harcanan para, masraf 2) ekon. Resmî işlerde devlet veznesine ödenen para Tapu harcı. Mahkeme harcı. 3) Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı 4) mim. Yapıda tuğla veya taşların örgüsünü sağlamlaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mülemma — sf., esk., Ar. mulemmaˁ 1) Alaca renkli, renk renk 2) is., ed. Dizelerinden her biri başka dille yazılmış şiir 3) mec. Bulaşmış, sıvanmış … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıvanmak — 1. mec. 1) Bir işe girişmek Hepsi bit, sirke içinde; sıvandım, hepsini temizledim. H. E. Adıvar 2) Sıvama (II) işi yapılmak Sıvanmış, pembe kolunda bir kumral ben vardı. M. C. Kuntay 3) İştahla yemek Masa komşularını yan yan baktıracak bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
testi kebabı — is. İçi et ve sebze ile doldurularak ağzı hamurla sıvanmış testinin ocak veya fırına verilmesi ile pişirilen bir tür kebap … Çağatay Osmanlı Sözlük
ajmuk — ak ;ap, I, 99bkz: ıjmaklanmak § ajmuk taz; başı şapla sıvanmış gibi kel I, 99 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
BAĞDADÎ — Bağdad şehrine mensub. Bağdad ahalisinden olan. Bağdadlı. * Dar, ensiz tahta pervazlarından yapılmış ve üstü sıvanmış bölme veya tavan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MATAİN — (Matin. C.) Balçıkla sıvanmış yerler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEMSUH — El ile sıvanmış, mesh olunmuş. Temas edilmi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEŞÎD — Harçla yapılmış sağlam bina. Sıvanmış bina … Yeni Lügat Türkçe Sözlük